Şu an seni hangi duygun çağırıyor?
Yıllar önceydi… İçinden çıkamadığım ve beni huzursuz eden bir durum vardı… Beni huzursuz eden, sıkıntıya düşüren, ara ara dalıp gitmelerime yol açan sorunumla yüzleşmedikçe; sanki içten içten bir şeyler kemiriyordu. Tabii insanların arasına çıkarken yanımda taşıdığım maskemi hemen yüzüme takmaya çalışıyor, çoğu zaman ise bocalıyordum. Sahi bocalasam bile soranlara “ iyiyim iyiyim, bir şeyim yok ” diye geçiştirmeyi iyi öğrenmiş olmalıyım ki kimse üzerime gelip de bu kemiren şeyleri bulmaya çalışmıyordu. O zamanlar ailemden ayrı; doğup büyüdüğüm yerden uzak bir şehirde üniversite okumaya gitmiştim. Annem iki günde bir arar, nasıl olduğumu merak ederdi. Aslında nasıl olduğumu merak etmekten çok, mutlu olduğumu bilmek, duymak, emin olmak isterdi. Ana işte… Telefonu açtığım an kötüysem de kötü olmamak zorundaydım. Daha telefonu açmadan alo demeden önce, en mutlu halimi takınır, sesimi hemen ayarlayıp ‘ mutluluk yumağı’ şeklinde telefonu açardım. Ağlıyorsam bir anda susar, sinirli